- değişken
- متبدلمتجددمتحولمتطورمتغيرمتلونمطور
Türkçe-Arapça Sözlük. 2009.
değişken
Look at other dictionaries:
değişken — sf. 1) Değişme özelliği gösteren, çok değişen, değişebilir, kararsız, değişici, mütehavvil Sağlık bakımından canına okuyan kentler de değişken rüzgârlara açık kentler oluyor. H. Taner 2) is., mat. Değişik sayı değerleri alabilen nicelik Birleşik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
değişken maliyet — is., ekon. Belirli bir dönem içindeki toplam ham madde, vasıtasız işçilik, enerji tüketimi, fabrika malzemesi, amortisman ve komisyon ögelerinin değişiminden oluşan maliyet … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapris yapmak — değişken, geçici isteklerde bulunarak huysuzca davranmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
mütehavvil — değişken; kararsız … Hukuk Sözlüğü
türev — is. 1) Türemiş veya üretilmiş şey 2) dbl. Yapım ekiyle kurulmuş kelime, müştak: Sev gi, sev in mek, göz lük gibi 3) kim. Bir madde üzerinde yapılan kimyasal işlemler sonucu elde edilen bir başka madde 4) mat. Değişken artması sıfıra giderken,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Piphilology — Part of a series of articles on the mathematical constant π … Wikipedia
açık önerme — is., mat. İçerisinde değişken bulunan ve bu değişkenin alacağı değerle doğruluğu veya yanlışlığı kesinleşen önerme … Çağatay Osmanlı Sözlük
aysar — sf. 1) Ayın etkisiyle huyunun değiştiği sanılan (kimse) 2) Değişken huylu, kararsız (kimse) … Çağatay Osmanlı Sözlük
bağlılaşım — is., biy. 1) Organizmanın değişik yapı, özellik ve olaylarında görülen karşılıklı ilgi, bağlılık, korelasyon 2) fel. İki veya daha fazla değişken arasındaki bağıntı … Çağatay Osmanlı Sözlük
bulgurcuk — is., ğu, gök b. Güneş yüzeyinde teleskopla seçilebilen küçük, dairesel görünüşlü değişken oluşumlardan her biri … Çağatay Osmanlı Sözlük
damıtmak — i, fiz., kim. 1) Gaz ürünler elde etmek için, bazı katı nesneleri ısı yoluyla temel ögelerine ayrıştırmak, imbikten çekmek, taktir etmek 2) Sıvı karışımlarda, karmaşık, değişken birleşimleri oluşturan ögeleri, özellikleri belirli ürünlere ayırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
